online-egitimler-bogazici-enstitusu
Kendilik Psikolojisi Nedir?

Kendilik Psikolojisi Nedir?


Heinz Kohut tarafından 1970’lerde kurulan kendilik psikolojisi bireyin bebeklik sürecinden başlayarak ruhsal gelişimini kişiler arası etkileşimi odak alarak inceler. Freud'un psikanalitik teorisinin bir dalı olan kendilik psikolojisi, empatiyi terapötik ilişkinin merkezine alan ilk psikanalitik hareket olarak çağdaş psikanalizin temelinde etkili olmuştur.

Kendilik Psikolojisi Ne Demek?

Kendilik psikolojisi Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre bireyin çocukluk dönemindeki ruhsal ihtiyaçlarının ebeveynleri tarafından yeterince karşılanmaması sonucu psikolojik sorunların ortaya çıktığını vurgulayan yaklaşımdır. Kendilik psikolojisi benlik gelişimi sürecinde bireyin sosyal çevresi ile girdiği etkileşimin önemini vurgular. Kendilik psikolojisi, psikoterapi sürecinde klasik psikanalitik uygulamalarda olduğu gibi duygusal mesafe koymak yerine hastayla empatik bir ilişki kurmaya çalışır.

Kendilik Psikolojisinin Tarihçesi

Kendilik psikolojisinin kurucusu Avusturya doğumlu ABD’li psikanalist Heinz Kohut olarak kabul edilir. Heinz Kohut kariyerine psikanaliz kuramının kurucusu olan Sigmund Freud’un öğretilerini izleyerek başlamıştır. 1970’lerde ortaya attığı benliğin analizi kavramı ile kendilik psikolojisinin kurucusu olarak kabul edilen Kohut, tedaviye yönelik yaptığı çalışmaların ilerlemesi sonucu Freud’un ortaya attığı psikanalizin zayıf yönleri olduğunu öne sürdü. Bu sınırlılıklara Kohut tarafından psikanalizin narsist kişiliğe sahip bireylerin ele alınmasındaki etkisizliğe yapılan vurgu örnek gösterilebilir.

Kohut, narsisizmin nedenleri ve narsizmi ortaya çıkaran kişilik özellikleri konularında Freud ile aynı fikirde değildi. Freud narsisizmin ortaya çıkmasına sebep olarak bireyin çatışan dürtülerini göstermekteydi. Kohut ise narsisizmin ortaya çıkmasında çatışan dürtüler yerine ebeveynlerin empati eksikliğinin rol oynadığını vurguladı. Kohut, ebeveynler empatik tepkiler vermediğinde, bir çocuğun sağlıklı bir benlik saygısı geliştiremeyeceğine ve bu nedenle bir değer ve değer duygusu kazanmak için başka kaynaklara bakacağına inanıyordu. Kohut’a göre psikanalitik kuramın yöntemleri psikoterapi sürecinde kurulan terapötik ilişkiyi olumsuz etkiliyordu. Psikologlar, psikanalitik kuramın içeriği nedeniyle kendi görüşlerini danışanlara empoze etmekteydi. Bu nedenle Kohut kendilik psikolojisi yaklaşımının merkezine empati kavramını alarak psikoterapi sürecindeki teröpatik ilişkinin gücünü vurguladı.

Kendilik Psikolojisinin Savunucusu Kimdir?

Psikanalitik kurama yönelik yapılan eleştiriler sonucu neo-psikanalitik bir yaklaşım olan kendilik psikolojisi 1971’de Heinz Kohut tarafından kuruldu. Psikanalize göre teorik ve klinik uygulamalar bakımından farklılıklara sahip olan kendilik psikolojisi 1960'lar, 70'ler ve 80'lerde sıkça çalışıldı. Heinz’ın benlik gelişimi ve empatiye yönelik ortaya attığı fikirler neo-psikanalistler tarafından büyük oranda kabul gördü. Heinz, Freudyen psikodinamik teoride bulunan belirli dürtüleri, çatışmaları ve kompleksleri kabul etse de bu olguları farklı yönlerde çalıştı. Heinz’ın fikirleri kendilik psikolojisinin geleneksel psikanalizden büyük bir kopuş olarak değerlendirilmesini ve psikanalizde ilişkisel yaklaşımların gelişmesini sağladı.

Kendilik Psikolojisinde Gereksinimler Nelerdir?

  1. Aynalama (Mirroring)
  2. Bütünleşme (Twinship)
  3. İdealize etme (İdealizing)

1. Aynalama (Mirroring)

Kohut’a göre aynalama, gelişim sürecinde ebeveynler tarafından değerli ve önemli olduğu hissinin çocuğa yansıtılmasıdır. Bu aktarımlar çocuğun benlik değeri ve özgüven kazanmasında bir ayna görevi görür. İnsanların görünüşünü kontrol etmek için bir ayna kullanması gibi, aynalama da çocuğun kendi içindeki olumlu özellikleri görmek için diğerlerinin olumlu ve olumlu tepkilerinin içselleştirilmesini içerir. Aynalamanın ebeveynler tarafından yeterli seviyede sergilenmesi, çocuğun kişilik gelişimi için önemlidir.

2. Bütünleştirme (Twinship)

Heinz Kohut, çocukların başkalarıyla benzerlik göstermeye yönelik ihtiyaçları olduğunu vurgulamıştır. Çocuklar sosyalleşme süreci içerisinde algıladığı çevredeki bireylerin özelliklerini ve davranışlarını gözlemleyerek taklit ederler. Buna çocukların ebeveynlerin davranışlarını veya duygusal tepkilerini taklit etmeleri örnek gösterilebilir. Böylece çevresindeki nesnelere ve kişilere benzeyen çocuğun sosyal uyum veya etkileşim becerileri hızla gelişir. 

3. İdealize Etme (İdealizing)

Kohut’a göre idealleşme erken dönem narsisizmin bir yönüydü. Ona göre çocukların çevresini izleyerek olay veya durumlar karşısında ebeveynlerinin sakinliğini, gücünü, bilgeliğini ve iyiliğini keşfetmesi kişilik gelişimini etkilemektedir. Kohut, bireylerin kendilerini sakin ve rahat hissettirecek insanlara ihtiyaç duyduğunu savunuyordu. Bu ihtiyaca sandalyeden düşen bir çocuğun rahat ve güvende hissetmek için ebeveynlerine doğru koşması örnek gösterilebilir. Çocuk ebeveyninin sakin ve yatıştırıcı tavrını idealize ederek içselleştirir.

Kendilik Psikolojisi Bozuklukları Nasıl Giderir? 

Neo-psikanalitik bir yaklaşım olan kendilik psikolojisinin merkezinde empati yer alır. Yaklaşım psikanalitik kuramın önermelerini kabul etse de tedavi yönteminde temel farklılıklara sahiptir. Heinz’ın oluşturduğu psikoterapi sürecinde geçmiş yerine bireyin kendiliğine odaklanılır. Öte yandan psikoterapi sürecinde geçmişe yönelik konular da ele alınır. Heinz tedavi sırasında empatik-içe dönük gözlemsel bir duruş benimsenmesi gerektiğini öne sürer. Tedavi sürecinde psikanalitik kuramın bazı teknik ve araçlarını da kullanan yaklaşım, danışana karşı empatinin geliştirilmesine odaklanır. Danışan ile özgürce etkileşim kurabilen psikolog hasta tarafından bastırılan veya savuşturulan yaşantıyı ortaya çıkarabilir. Böylece terapist danışanın karmaşık, iç dünyasını ve deneyimini anlayabilir.

Kendilik Psikolojisinde Bilinç Nasıldır?

Heinz tarafından ortaya atılan neo-psikanalitik kendilik psikolojisi yaklaşımı Freud’un bilinç dışı ve determinizm gibi psikanaliz kuramının temel önermelerine karşı çıkmamıştır. Öte yandan kendilik psikolojisi ruhun örgütlenmesinde cinsel dürtülerin rol oynadığına yönelik fikirlerine karşı çıkarak bu dürtüleri narsisizm kavramı temelinde açıklar. Kohut, Freud’un ruhsal yapıyı oluşturan id, ego ve süperego olguları yerine kendilik kavramını ortaya atar. Kendilik tek bir yapıdır. Öte yandan bebeklikten başlayan kendiliğin gelişimi yetişkinliğe kadar devam eder.

Yazı Değerlendirmesi : 0 Puan
Toplam : 0 Yorum

  • %0
  • %0
  • %0
  • %0
  • %0
0

    Yazı Puanı

    Yazı Değerlendirmesi : 0
    Toplam : 0 Yorum

    • %0
    • %0
    • %0
    • %0
    • %0

    Yorumlar

    {{yrm.yazar}}

    {{yrm.baslik}}

    {{yrm.yorum}}

    Boğaziçi Enstitüsü :{{yrm.cevap}}




    Yorum & Oylama Ekle

    • Bu yazıyı beğendiniz mi?